Yarın sıra nerede?
Odunpazarı’nda da “çöpünü azalt, yoksa biz de toplamıyoruz” tabelaları mı göreceğiz?

Klozetinden çekyatına, artık ne varsa sokağa atan vatandaşı eleştirmek kolay. Ama yönetenlerin görevi, vatandaşı eğitmek ve çözüm üretmek. Çöple, fatura ile, sloganla “sosyal belediyecilik” olmuyor.

Çöp siyaseti, giderek vatandaşın sırtına yükleniyor. Masa başında üretilen bu formüllerin bedelini, yine halk ödüyor.

Çöpü Toplamamak Sosyal Belediyecilik mi?

Odunpazarı Belediyesi çöp varillerine bir slogan yapıştırmış:
“Daha az atık, daha az fatura.”

Kulağa hoş geliyor ama işin özü şu: Belediye, hizmetin yükünü vatandaşa yıkıyor.
Vatandaş diyor ki:
“Parası olmayan ne yapsın Kazım Ağa? Evinde çöp mü biriktirsin? Zaten herkes geçim derdinde, siz de bunu söylüyorsunuz.”

Haklı. Çünkü çöp dediğiniz şey “istersek toplarız, istemezsek toplamayız” denilecek bir mesele değil. Bu bir temel belediye hizmeti.

Ama gelin görün ki Foça’da bir CHP’li başkan çıkıp açık açık “çöpleri bilerek toplamıyoruz, atan attığıyla yaşar” diyebiliyor. Şaka değil, cümle aynen bu. Vatandaşa “çöple yaşa” demek hangi vicdana, hangi belediyecilik anlayışına sığar?

Bugün Foça’da böyle bir başkan var.
Odunpazarı’nda ise çöp kutularına tasarruf sloganı asılıyor.
Yarın ne olacak? “Çöpünü azalt, yoksa toplamayız” mı denilecek?

Çöpten tasarruf etmek isteyen belediye yöneticilerine basit bir öneri: Önce kendi makam arabalarınızdan, devasa tanıtım bütçelerinizden, şatafatlı açılış törenlerinizden başlayın. Vatandaşın ekmek parasına, çöp torbasına göz dikmeyin.

Çöpleri toplamak belediyenin asli görevidir. Masa başında üretilmiş tasarruf sloganlarının bedelini halk ödemek zorunda değil.
Bugün çöp konteynerini kaldır, yarın otobüsü arıza yapar gönder, öbür gün dubalarla yolu tıka… Hep aynı tablo: Yanlış kararların faturasını vatandaşa ödetmek.

Sosyal belediyecilik, vatandaşa “çöplükte yaşa” demek değildir.

Teyfik Nezen